28 Mayıs 2014 Çarşamba

Dünya rekoru bizde...

Erdil Yaşaroğlu Türkiye'deki en tanınmış ve kendini kabul ettirmiş karikatüristlerden birisidir. Daha 12 yaşlarındayken karikatür çizmeye başlamış ve 1989 yılında ilk profesyonel karikatürü Güneş gazetesinde yayımlanmıştır. Yine aynı yıl o zaman adı Limon olan sonra değişerek Leman adını alan dergide 2002 yılına kadar çizimlerini yaptı.




 Yaşaroğlu 1999 yılında birde web sitesi kurmuştur. (komikaze) Yaşaroğlu ayrıca Laf lafı açıyor, Beyaz show gibi 50 ye yakın televizyon programında da yer almıştır.
2002 yılında arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Penguen adlı dergide hala çizmekte olan Yaşaroğlu 2012 yılında da Galaksiye Mesajımız Var başlığı altında dünyanın en büyük karikatürünü çizmiştir.
Erdil Yaşaroğlu ndan Dünyanın En Büyük Karikatürü | izlesene.com

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Huzur...

Her insanın rahatlamaya ihtiyaç duyduğu zamanlar vardır . Ve bu zamanlarda da kendini rahatlatmak için " kendince " geliştirdiği yöntemleri. Kimi rahatlamak için kahvesini kitabını alır bir köşeye geçer . Kimisi yalnız kalabileceği bir yer arar kendine kimi müzik dinler kimi ise saatlerce yürür . Benim yöntemim ise çizmek o an aklıma ne gelirse bu bazen sadece karalama olarak kalıyor bazende karikatür veya çizgi film karakterlerine kadar gidiyor.

İnsanın içinden geleni yapması bile yetiyor bazen bunun güzel ya da çirkin olmasının hiç bir önemi olmuyor. Çünkü o anda onu hissetmişsindir. Bence güzel olmuyor diye çizmekten vazgeçmeyin elinizi ve ruhunuzu dilediğiniz gibi çalıştırın . Kimsenin söylediklerini umursamayın . Rahatlamak için bir sürü değişik yöntem olabilir ama bence altın kural bu . Güzeli çirkini boşverin gönlünüzce yaşayın...

Dilin kemiği yok...

Karikatür deyince kimsenin aklına kötü bir şey geleceğini düşünmüyorum . Aksine herkesin aklına sevimli bir karakter gelecektir.
Aslında bu yüzden seviyoruz sanırım karikatürleri ... Mesela bir düşüncemizi karşımızdakine sözlerle ifade ederken istemeden de olsa onu defalarca kırabiliyoruz hatta sırf kendi düşüncemizin daha üstün daha iyi olduğunu anlatmak için üzerinde baskı kuruyoruz. Ancak işin içine çizgiler girince olay ayrı bir noktaya geliyor. Düşüncelerimizi karşımızdakine onu kırmadan , incitmeden hatta bazen onu eğlendirerek anlatma imkanımız oluyor . Ayrıca bu da onun bizim düşüncemize saygı göstermesini hatta sakin düşünerek bize hak vermesini sağlıyor .
Bazen çizgiler sözcüklerin başaramadıklarını başarırlar. Ne demiş büyüklerimiz dilin kemiği yoktur . Düşünmeden konuşabiliyoruz çoğu zaman ama düşünmeden çizmek mümkün değil ... Aklınızda bulunsun ...